Bildiri Konusu:Okul Öncesi Eğitimde Yaratıcılık
Ritim, Dans ve Orff Eğitimi Alan Okul Öncesi Eğitimi Öğretmen Adaylarının Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi: Ege Üniversitesi Örneği
ÖZET
Yaratıcılık ve yaratıcı düşünme becerisi erken çocukluk yıllarından itibaren başlayarak yaşamın her kademesinde sağlanmalıdır (Güleryüz, 2001). Çocukların doğuştan getirdiği, seviyesi fark etmeksizin, yaratıcılık potansiyellerinin geliştirilebilmesinde eğitimin tüm alanları uygun olmakla birlikte, erken çocukluk yılları kritik bir önem taşımaktadır. Bu bağlamda yaratıcı düşünme becerisinin geliştirilebileceği en uygun zaman diliminin erken çocukluk yılları olduğu söylenebilir. Nitekim Okul Öncesi Eğitim Programı’nda, erken çocukluk eğitiminin temel ilkelerinin arasında çocukların hayal güçlerini, yaratıcı ve eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesi gerekliliği bulunmaktadır (MEB, 2016). Bu gerekliliğin yerine getirilebilmesi, okul öncesi öğretmenleri ile büyük ölçüde ilişkili olmakla birlikte, okul öncesi öğretmenlerinin yaratıcı düşünme becerisine sahip olmasının büyük önem taşıdığı anlaşılmaktadır. Yenilmez ve Yolcu, (2007)’ya göre okul öncesi öğretmenleri yaratıcı düşünme becerilerine sahip oldukları doğrultuda çocukları yaratıcılığa yönlendirebilir, onlara öğrenme-öğretme ortamları düzenleyebilir ve onların yaratıcı düşünme becerilerine rehberlik edebilir.
Okul öncesi öğretmenlerinin yaratıcı düşünme becerisine sahip olarak yetişebilmesinin lisans eğitimi boyunca öğretmen adaylarının aldıkları mesleki ve alan eğitimi dersleriyle doğrudan ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda araştırmada okul öncesi eğitim programları incelenmiş, 2018 yılında Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) Lisans Programı’nın güncellendiği görülmüştür. Yenilenen program detaylı incelendiğinde, lisans ikinci sınıf düzeyinde, yalnızca “Erken Çocuklukta Yaratıcılık ve Yaratıcı Çocuk Etkinlikleri” alan eğitimi seçmeli dersinin yaratıcı düşünme becerisini içerik edindiği anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda araştırmada, aynı sınıf düzeyinde, programa 2018 yılında dahil edilen “Erken Çocuklukta Ritim, Dans ve Orff Eğitimi” alan eğitimi seçmeli dersinin de yaratıcı düşünme becerisini amaç edinerek uygulanabilirliği üzerine düşünülmüştür. Bu düşüncenin nedeni müziğin ve nitelikli müzik eğitiminin bireylerde estetik bakış açısını geliştirebilmedeki ve yaratıcı düşünme becerisindeki elverişliliğidir. Nitekim Bilen (1995), nitelikli bir toplum için yaratıcı kişilikleri geliştirebilmede müzik eğitiminin en etkili araç olduğunu ifade etmektedir. Bu doğrultuda okul öncesi öğretmen adayları için içerikleri yaratıcı düşünme becerisine yönelik planlanmış “Erken Çocuklukta Ritim, Dans ve Orff Eğitimi”ne yönelik bir programın oluşturulmasının ve uygulanmasının ihtiyaç olduğu düşünülmektedir.
Bu araştırmada, Orff-Schulwerk Elementer Müzik ve Hareket Eğitimini temel alarak hazırlanan Ritim, Dans ve Orff Eğitimi Programı’na katılan okul öncesi eğitimi lisans ikinci sınıf öğretmen adaylarında, programın beden dili ve dansa ilişkin öz yeterlik düzeylerine olan etkilerini ve öğretmen adaylarının yaratıcı düşünme becerilerine ilişkin grup içi etkileşimleri ile deneyimlerini incelemek amaçlanmıştır.
Araştırma kapsamında, araştırmacı tarafından öğretmen adaylarına Orff-Schulwerk Elementer Müzik ve Hareket Pedagojisini temel alarak hazırlanan Ritim, Dans ve Orff Eğitimi Programı uygulanmıştır. Araştırmada nicel ve nitel araştırma yöntemleri birlikte kullanılmıştır. Karma araştırma yöntemlerinden açımlayıcı sıralı desen ile tasarlanan araştırmanın nicel boyutunda; ön-test, son-test kontrol gruplu yarı deneysel desen, nitel boyutunda ise fenomonolojik desen kullanılmıştır.
Araştırma, 2021-2022 öğretim yılının güz döneminde Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Temel Eğitim Bölümü, Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı’nda, uygun örnekleme tekniği ile belirlenen, lisans ikinci sınıfa devam eden toplam 73 öğretmen adayından araştırmaya katılmaya gönüllü 58 öğretmen adayı ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubu, deney (n=29) ve kontrol grubu (n=29) olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Araştırmanın uygulaması, 12 hafta boyunca toplam 25 ders saati sürmüştür.
Araştırmanın nicel verileri SPSS ve nitel verileri MAXQDA programları kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; programa katılan öğretmen adaylarının beden dili ve dansa ilişkin öz yeterlik düzeyleri kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı ölçüde artmıştır. Öğretmen adaylarıyla yapılan odak grup görüşmelerinde, adayların program boyunca deneyim ve etkileşimlerinin, iletişim kurma, özgünlük, ayrıntılama, geriye dönük düşünme, yaratıcı ol akışına bırakma, fikir çatışması, esneklik üzerinde yoğunlaştığı görülmüştür. Programa katılan öğretmen adaylarının programın katkılarına ilişkin görüşlerinin hem bireysel hem de mesleki açıdan olumlu olduğu görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Erken Çocukluk Müzik Eğitimi, Ritim, Dans ve Orff Eğitimi, Yaratıcı Düşünme Becerisi, Orff-Schulwerk Müzik ve Hareket Pedagojisi, Öğretmen özyeterliği.