Bildiri Konusu:Dezavantajlı – Risk altındaki Çocuklar ve Eğitimi


Toplum Tabanlı Erken Çocukluk Eğitimi Hizmetleri: Yerel Yönetim, STK, Üniversite İş Birliği Örneği
Alanyazında dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocuklarla ilgili çalışmalar incelendiğinde çalışmaların bu çocukların yaşadığı sorunlar ve bu sorunlara yönelik yürütülen müdahale programlarına yoğunlaştığı görülmektedir. Bu sorunlar arasında çocukların okul ortamındaki uyumlarının zor olduğu, dil ve kültürel farklılıklar nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldıkları, akademik açıdan akranlarını geriden takip ettikleri, okulda tutarsız ve değişken davranışlar ile karşılaştıkları, uzun vadede akademik kayıplarının ve okul terki risklerinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Dezavantajlı gruplarla çalışan öğretmenlerin ise çocuklara nasıl yaklaşacaklarını bilmedikleri ve ihtiyaçlarını nasıl karşılayacakları konusunda problemler yaşadıkları bilinmektedir. Müdahale programlarının çocuklar üzerindeki çıktıları ise, bilişsel gelişimde kısa süreli gelişmeler, sosyal duygusal gelişimin desteklenmesi, sınıf tekrarı ve özel eğitime yerleştirme oranlarında azalmalar, okul içinde ve dışında kalıcı başarıya sahip olma, lise mezuniyeti ve üniversiteye devam oranlarında artış, istihdam, suç oranlarında azalma, genç hamilelik ve bağımlılıkta azalma olarak özetlenebilir. Eğitim, sosyal ve sağlık hizmetlerinde harcamaların azalmasıyla hükümetler açısından tasarruf, çocuklar için artan istihdam ve elde edilen kazançlarla birlikte vergi gelirlerindeki artış da programların toplumsal çıktılarıdır. Bu açıdan bakıldığında, çocukları çevreleyen farklı toplumsal katman ve sistemlerin ortaklığı, çocukların bütüncül gelişimini desteklemekte ve katma değer sağlama açısından önem kazanmaktadır. Bu bağlamda mevcut çalışmada, dezavantajlı gruplara fırsat eşitliği sağlamayı hedefleyen daha geniş ölçekli bir proje kapsamında, göçmen çocuklar ve sosyoekonomik açıdan dezavantajlı koşullarda yaşayan Türk çocuklarının okul öncesi dönem eğitiminin amaçları ile uyumlu olarak tüm gelişim alanları açısından desteklemek amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, Ankara ilinde alt sosyoekonomik düzeydeki yerleşim yerlerinde ikamet eden 3-6 yaş aralığındaki dezavantajlı çocuklara yönelik eğitim programının yapılandırılması, öğrenme ortamlarının planlanması, öğretmenlere sınıf tabanlı destek sunulması ve sürecin değerlendirilmesi bu çalışmanın kapsamını oluşturmaktadır. Çalışma kapsamında, bir STK ve yerel yönetim biriminin iş birliğinde açılan oyun odalarının, üniversite desteği ile geliştirilmesi mümkün olmuştur. Nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseninde gerçekleştirilen bu çalışmanın veri toplama yöntemini gözlem ve görüşmeler oluştururken; müdahale boyutunu ise öğretmenlere sunulan mesleki gelişim eğitimleri, öğrenme ortamına uygun program tasarımı ve sınıf tabanlı gözlemler ile bu doğrultuda verilen geribildirimler oluşturmaktadır. Gözlemler ve görüşmeler sistematik bir biçimde, “Öğrenme Ortamı Profil Değerlendirme Formu” kullanılarak 27 Temmuz 2022-17 Nisan 2023 üç farklı zaman diliminde 19 oyun odası ve 25 öğretmen ile gerçekleştirilmiştir. Elde edilen verilerin analizinde betimsel analiz ve içerik analizi teknikleri kullanılmıştır. Farklı zaman dilimlerinde toplanan veriler her veri toplama sürecinin ardından dönemsel olarak analiz edilerek müdahalenin iyileştirilmesi amacıyla paydaşlara iletilmiş ve bu doğrultuda önerilerde bulunulmuştur. Gözlem yapılan zaman dilimlerinde oyun odalarına devam eden çocuk sayısı 564-624 arasında değişmekte olup 36-48 ay aralığındaki çocuklar grubun %20’sini, 48-60 ay aralığındaki çocuklar %46.5’ini ve 60-72 ay aralığında olan çocuklar ise grubun %33.5’ini oluşturmaktadır. Çalışmaya katılan öğretmenlerin ise, %7’sinin 20-30 yaş aralığında, %56’sının 31-40 yaş aralığında, %30’unun 41-50 yaş aralığında, %7’sinin ise 51 ve daha fazla yaşta olduğu görülmektedir. Araştırmanın sonuçları, öğretmenlerin kendilerine sunulan mesleki gelişim fırsatlarından olumlu yönde yararlandıklarını göstermiştir. Gözlemler, görüşmeler ve müdahaleler sonucunda öğrenme ortamlarının ve sınıf içi etkileşimlerin niteliği olumlu yönde artarken; sınıf yönetimi ve program uygulama boyutlarında ise iyileştirmeye açık olduğu belirlenmiştir. Bu durum, literatürle tutarlı olarak öğretmen yeterliklerinin sınıf yönetimi üzerindeki etkisi, sınıf tabanlı destek sürecindeki değişim, etkili program uygulamaları ve kurum- toplum iş birliği başlıkları dahilinde tartışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: okul öncesi eğitim, toplum, öğrenme ortamı, sınıf tabanlı destek