Bildiri Konusu:Okul Öncesi Eğitimde Öğretmen Yetiştirme
Erken Çocuklukta Sosyal Duygusal Öğrenme Becerilerini Desteklemeye Yönelik Öğretmen Mesleki Eğitim Programının Geliştirilmesi: İhtiyaç Belirleme Çalışması
Son yıllarda dünyada akademik başarının yaşam boyunca tek başına yeterli olmadığı düşüncesi gelişmeye ve geleceğin insanını yetiştirmede, yalnızca bilişsel alanda edinilen başarının yeterli olamayacağı, duygusal zeka, empati, eleştirel düşünme, karar verme gibi becerilerin desteklenmesinin de önemli olduğu anlaşılmaya başlamıştır (Bodrova ve Leong, 2013; Denham, 2006; Denham,Brown ve Domitrovich, 2010; Huffman,Mehlinger ve Kerivan, 2000, PethPierce, 2000). Yapılan çalışmalar, okul başarısında ve hayata hazırlanmada akademik öğretimden daha fazlasına ihtiyaç olduğunu ortaya koymakta ve öğrenmenin sosyal bir süreç olduğundan hareketle sosyal duygusal öğrenmenin önemine vurgu yapmaktadır.
Sosyal duygusal öğrenme, öğrenmelerin daha etkin hale gelmesini sağlamak amacıyla sosyal-duygusal becerilerin gelişimini sağlamaya yönelik bir kavramdır. Humphrey (2013) bu kavramı “Tüm çocuklar ve genç insanlar için etkili bir eğitimi sağlama arayışında kayıp olan parça” şeklinde ifade etmektedir.
“Eğitim, tüm çocukların sosyal, duygusal ve akademik gelişimini tam olarak desteklemiyorsa?” sorusundan yola çıkarak sosyal duygusal öğrenmenin genel tanımını ve boyutlarını ortaya koyan Collaborative for Academic, Social and Emotional Learning (CASEL)’e (2013) göre ise sosyal duygusal öğrenme “gelişim ve eğitim için vazgeçilmezdir” ve “bütün çocuk, genç ve yetişkinlerin sağlıklı kimlikler geliştirmeleri, duygularını yönetmeleri ve bireysel ve topluluğa dair hedeflerini başarmaları, başkalarıyla duygudaşlık kurup bunu göstermeleri, destekleyici ilişkiler kurup devam ettirmeleri ve sağduyulu ve şefkatli karar vermeleri için gerekli bilgi, beceri ve tutumları edinip uyguladıkları süreçtir.”
Günümüzde sosyal duygusal öğrenme, eğitimden iş dünyasına kadar birçok farklı sektörün önemi üzerinde görüş birliği yaptığı ve eğitim alanlarında uygulanmaya başlandığı bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğitim ortamlarında sosyal duygusal öğrenme becerilerinin desteklenmesinin, erken yaşlarda olumlu benlik anlayışı kazanılması, iyi oluşun sürdürülmesi, okula ve öğrenmeye ilişkin olumlu tutum geliştirilmesi, akademik becerilerin temelinin sağlam şekilde atılması ve sağlıklı ilişkiler geliştirilmesinin yanı sıra bakış açısı alma, problem çözme, sağlıklı kimlik geliştirme gibi birçok alanda olumlu etkileri ortaya konulmuştur (Berk, 2013; Murano,Sawyer ve Lipnevich, 2020; Gilin,Maddux,Carpenter ve Galinsky, 2013; McClelland, Cameron,Connor,Farris,Jewkes ve Morrison, 2007; McGinnis, 2016; National Scientific Council on the Developing Child [NAYEC], 2004; Satrock, 2016). Tüm bu nedenlerle, son yıllarda sosyal duygusal öğrenme programları önem kazanmaya başlamıştır. Dünyada belirli standartlar çerçevesinde geliştirilmiş programlar içerisinden ülkemizde de uygulanan programlar bulunmaktadır (Crick ve Dodge,1994; Corner ve Fraser, 2011; Webster-Stratton ve Reid, 2004; Durmuşoğlu Saltalı, 2010; Özdemir Beceren, 2012). Bu programlar, genellikle yapılandırılmış ve okul temelli olarak geliştirilmiştir (CASEL, 2021).
Erken çocukluk döneminde çocuğun desteklenmesinde öğretmen-çocuk etkileşiminin önemi göz önüne alındığında, öğretmenlerin desteklenmesinin çocuklara etkisinin önemi anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, çocukların sosyal duygusal öğrenmelerini desteklemek için okul öncesi öğretmenlerine yönelik hem bilgi hem de beceri düzeyinde sürdürülebilir mesleki gelişimi desteleyecek, sosyal duygusal öğrenmenin tüm boyutlarını kapsayan bir eğitim programına ihtiyaç olduğu görülmektedir. Erken çocukluk döneminde sosyal duygusal öğrenmenin somut olarak nasıl desteklenebileceğine yönelik öğretmenlere yol gösteren, ülkemiz çocuklarının genel gelişim özelliklerine ve okul öncesi eğitim sistemimize uygun çalışmalara gerek duyulmaktadır. Bu noktada, çocuk odaklı müdahale programı yerine öğretmen odaklı bir mesleki eğitim programı geliştirilmesi, sadece uygulamanın gerçekleştirildiği sınıftaki çocukları değil, aynı zamanda öğretmenin gelecek yıllardaki sınıflarında yer alacak çocukları da etkileyecek ve böylece yapılan müdahalenin uzun soluklu ve büyük ölçekli etkilere sahip olması öngörülebilecektir.
Tüm bu bilgilerden hareketle alanyazın incelemesinden yola çıkılarak tasarlanacak öğretmen mesleki gelişim programının içeriğine ilişkin ihtiyacın belirlenmesi, bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Bu amaç doğrultusunda okul öncesi öğretmenleri ile odak grup görüşmeleri yapılarak öğretmenlerin erken çocukluk döneminde sosyal duygusal öğrenmeye ilişkin bilgilerinin, farkındalıklarının, uygulamalarının ve ihtiyaçlarının belirlenmesi hedeflenmiştir.
Araştırma nitel desende bir durum çalışması olarak tasarlanmıştır. Araştırma kapsamında Türkiye genelinde çağrıya çıkılmış ve çağrıya cevap veren okul öncesi öğretmenleri arasından Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasında yer alan 12 bölgenin (Kalkınma Bakanlığı, 2011) her birinden yansız atamayla üç öğretmen seçilmiştir. Katılımcılar gönüllülük esasına dayalı olarak belirlenmiş ve toplam 36 öğretmen ile odak grup görüşmeleri yapılmıştır. Görüşmeler, her biri ortalama 75 dakikadan oluşan beş ayrı oturumda gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın verilerini toplamak amacıyla araştırmacı tarafından yarı yapılandırılmış odak grup görüşme formu geliştirilmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme formu altı uzman görüşüne sunulmuş ve görüşler doğrultusunda son hali verilerek Sosyal Duygusal Öğrenme Öğretmen İhtiyaç Belirleme Formu geliştirilmiştir. Görüşmelerin tamamı kayıt altına alınmış ve birebir yazılı metne aktarıldıktan sonra araştırmacı tarafından içerik analizine tabi tutulmuştur. Bu noktada güvenirliği sağlamak amacıyla farklı bir araştırmacı tarafından yapılan analiz çalışmaları sonucunda ortaya çıkan kodlama ve kategoriler karşılaştırılmış ve güvenirlik %84 olarak belirlenmiştir.
Araştırma sonucunda, okul öncesi öğretmenleri, sosyal duygusal öğrenme becerileri ve erken çocukluk döneminde sosyal duygusal öğrenme becerilerinin yansımalarına ilişkin bilgi eksikliklerinin olduğunu belirtmişlerdir. Öğretmenlerin sosyal duygusal öğrenmenin okul öncesi eğitim ile bütünleştirilmesinde kendilerini yeterli görmediği, eğitim uygulamalarında sınırlı şekilde yansımaları bulunmakla birlikte buna ilişkin farkındalıklarının olmadığı belirlenmiştir. Araştırma sonuçları, okul öncesi öğretmenlerinin erken çocukluk döneminde sosyal duygusal öğrenmeye ilişkin teorik ve uygulamaya yönelik desteğe ihtiyaç duyduklarını ortaya koymaktadır.
Anahtar Kelimeler: Sosyal Duygusal Öğrenme, Erken Çocukluk Eğitimi, Öğretmen Eğitimi, Mesleki Gelişim Programı